İsrail, Gazze’de yürüttüğü iki yıllık çatışmanın ardından uluslararası imajında ciddi bir erozyon yaşadı. Bu erozyonu düzeltmek için yeni bir stratejiye yönelen Tel Aviv yönetimi, ABD’li sosyal medya fenomenlerine ödeme yaparak “dijital itibar savaşı” başlatıyor.
Responsible Statecraft tarafından yayımlanan belgeler, İsrail hükümetinin haziran-kasım dönemini kapsayan 900 bin dolarlık bir bütçe ayırdığını ortaya koyuyor. Bu bütçe, sosyal medya üzerinden İsrail yanlısı içerikler paylaşacak influencer’lara aktarılacak.
“Esther Projesi”: İsrail’in Yeni Propaganda Aracı
Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası (FARA) kapsamında sunulan belgelerde, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın bu kampanyayı yönetmesi için Washington merkezli Bridges Partners LLC ile anlaştığı belirtiliyor. Ödemeler, Almanya merkezli Havas Media Group üzerinden yapılacak.
Kampanya, “Esther Projesi” adıyla yürütülüyor. Belgeler, 14 ila 18 influencer’ın tutulacağını ve bu kişilerin ayda 25-30 paylaşım yapacağını ortaya koyuyor. Bir gönderi için ödenecek ücretin 6.000 dolara kadar çıkabileceği, bazı içeriklerin ise 7.000 doları aşabileceği kaydedildi.
Sosyal Medya Stratejisinin Siyasi Boyutu
Middle East Eye’a göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BM Genel Kurulu için New York’a gittiğinde Amerikalı influencer’larla görüşerek kampanyanın önemini vurguladı. Netanyahu, bu yaklaşımın eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde yürütülen 1,5 milyon dolarlık “stratejik iletişim” anlaşmasının tamamlayıcısı olduğunu belirtti. İsrail yönetimi, bu anlaşmayı “ABD’de antisemitizmle mücadele” olarak tanımlıyor.
İsrail’de İç Savaş ve Propaganda Tartışmaları
İsrail içinde de bu strateji tartışmalara yol açtı. Ağustos ayında eski Başbakan Naftali Bennett, hükümeti sert sözlerle eleştirerek ülkeyi “cüzzamlı bir devlete” çevirmekle suçladı. Bennett, Tel Aviv yönetimine “hızlı, güçlü ve koordineli bir propaganda merkezi” kurma çağrısında bulundu. Ona göre İsrail’in yeni bir hikâye anlatması gerekiyor: Güç ve olumlu eylem hikâyesi. Ancak mevcut hükümetin önceliğinin ülkenin çıkarından çok kendi siyasi gücü olduğu eleştirisini yöneltti.
Analiz: Dijital Çağda Propaganda
Bu gelişme, modern propaganda stratejilerinin sosyal medyada nasıl şekillendiğini gösteriyor. Geleneksel diplomasi artık yalnızca devletler arası ilişkilerden ibaret değil; sosyal medya platformları, uluslararası algının belirlenmesinde kritik bir alan haline geldi. İsrail’in bu adımı, bilgi savaşının yeni safhası olarak yorumlanabilir: hükümetlerin influencer ağlarını kullanarak algıyı doğrudan değiştirmeye çalışması.
Bu durum, demokratik ülkelerde ifade özgürlüğü, uluslararası ilişkiler ve dijital etik açısından ciddi tartışmalara kapı aralıyor. Propaganda sadece resmi kanallardan değil, bireysel sosyal medya hesaplarından da yürütüldüğünde, kullanıcıların bilgiye ulaşma biçimi ve gerçek algı arasındaki çizgi bulanıklaşıyor.
