Pakistan’ın Azad Cammu Keşmir bölgesinde anayasal değişiklik talepleriyle başlayan protestolar, kanlı bir sürece dönüştü. Yerel medya kuruluşu Geo News’in aktardığına göre, Muzafferabad kentinde günlerdir devam eden gösterilerde polis ve protestocular arasında çıkan çatışmalarda 3’ü polis olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetti.
Yüzlerce Yaralı
Bölge yetkilileri, olaylarda yaklaşık 170 polis görevlisi ve 50’ye yakın sivilin yaralandığını açıkladı. Çatışmalarda taş, sopaların yanı sıra silah da kullanıldığı, güvenlik güçlerinin ise kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve cop kullandığı bildirildi.
Protestoların Temel Talebi: Anayasa Değişikliği
Göstericilerin başlıca talepleri arasında, meclis ve kabineye ilişkin anayasa maddelerinde değişiklik yapılması yer alıyor. Protestocular, Azad Cammu Keşmir’de siyasi temsilin daha adil bir şekilde düzenlenmesini, yerel yönetimin yetkilerinin artırılmasını ve ekonomik kaynakların bölge halkı için kullanılmasını istiyor.
Yetkililer: Taleplerin Çoğu Karşılandı
Bölge yönetimi, protestocuların taleplerinin büyük kısmının kabul edildiğini savunuyor. Ancak buna rağmen sokak gösterilerinin sürmesi, hükümet ile halk arasında güven krizinin derinleştiğini ortaya koyuyor. Yetkililer, tansiyonun düşürülmesi için diyalog çağrısı yaptı.
Azad Cammu Keşmir’in Siyasi Önemi
Azad Cammu Keşmir, Pakistan’ın idaresi altında bulunan, ancak Hindistan’ın da hak iddia ettiği tartışmalı Keşmir bölgesinin bir parçası. Bölge, uzun yıllardır Pakistan–Hindistan geriliminin en hassas noktalarından biri olmayı sürdürüyor. Buradaki siyasi ve anayasal düzenlemeler, yalnızca yerel halkı değil, aynı zamanda bölgesel dengeleri de yakından ilgilendiriyor.
Uluslararası Tepkiler
Henüz olaylara ilişkin uluslararası düzeyde geniş kapsamlı bir tepki gelmedi. Ancak uzmanlar, Keşmir’deki istikrarsızlığın Pakistan’ın iç siyasetine, Hindistan ile ilişkilerine ve bölgedeki güvenlik denklemine doğrudan etki edeceğini vurguluyor.
Olası Senaryolar
Analistlere göre, protestoların devam etmesi durumunda bölgede daha sert güvenlik önlemleri gündeme gelebilir. Bu da, halk ile devlet arasındaki çatışmayı tırmandırarak yeni bir şiddet dalgasına yol açabilir. Diğer yandan, hükümetin talepleri kabul etmesi ve şeffaf bir anayasa reformu süreci başlatması, tansiyonu düşürerek bölgede istikrarın sağlanmasına katkı sağlayabilir.