Cumartesi, Ekim 11, 2025

Lockheed Martin Satış Yapmak Zorunda: Çıkış Yolu Türkiye ve Müttefiklere F-35 Satışı

553836906bb3f7527a8fddb0

Boeing’in B-47 tasarımıyla başlayan süreç, ABD’nin havacılık sanayisinde yeni bir rekabet alanı yarattı. Bu gelişmenin ardından Lockheed Martin, özellikle önümüzdeki on yıllarda F-35 savaş uçakları için dev siparişlere ihtiyaç duyuyor. Şirketin üretim ve yatırım planlamaları, büyük ölçüde bu satışlara bağlı. Yüksek üretim maliyetleri ve Ar-Ge giderleri nedeniyle Lockheed Martin’in sürdürülebilirliği, geniş ölçekli uluslararası siparişlerle doğrudan ilişkili.

Stratejik Pazarlar: Türkiye ve Körfez Ülkeleri

F-35 programının en büyük müşterileri arasında Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan öne çıkıyor. Bu üç ülke, hem jeopolitik konumları hem de savunma sanayisine ayırdıkları dev bütçeler nedeniyle Lockheed Martin için stratejik pazar niteliğinde.
Türkiye’nin NATO içindeki rolü, BAE’nin son yıllarda hızla artan askeri modernizasyon hamleleri ve Suudi Arabistan’ın bölgesel güvenlik endişeleri, F-35 talebini güçlendiren en önemli faktörler arasında.

Washington’da F-35 Tartışmaları

ABD’de siyasi çevrelerde tartışmalar sürüyor. Donald Trump’ın en belirgin hedefi, Türkiye’ye F-35 satışını yeniden başlatmak. Trump, hem Türkiye’nin NATO’daki kritik pozisyonunu hem de bölgesel güvenlik dengelerini gerekçe gösteriyor. Ancak bu planın önünde ciddi bir engel bulunuyor: İsrail’in olası itirazları.
Tel Aviv yönetiminin, Türkiye’nin bu ölçekte modern savaş uçaklarına sahip olmasının bölgesel güç dengelerini değiştireceği endişesi taşıdığı belirtiliyor. Bu nedenle Washington’daki karar alma mekanizmalarında Türkiye’ye F-35 satışına ilişkin yoğun tartışmaların yaşandığı biliniyor.

40 Jetlik Kritik Teslimat

Türkiye için öngörülen 40 adet F-35 teslimatı gerçekleşirse, bu durum sadece Ankara’nın askeri kapasitesini artırmakla kalmayacak; aynı zamanda Lockheed Martin’in küresel pazar gücünü de derinden etkileyecek.
Uzmanlara göre böylesi bir satış, Washington-Ankara hattında uzun süredir gerilimli seyreden ilişkilerde stratejik bir dönüm noktası olabilir. Aynı zamanda, Lockheed Martin’in finansal olarak önümüzdeki on yıllara daha güçlü adım atmasını sağlayacak kritik bir anlaşma niteliği taşıyor.