Cumartesi, Ekim 11, 2025

ABD’nin Suriye Politikasında Kriz: Üst Düzey Diplomatlar Görevden Alındı

sara

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye dosyasını yürüten bazı kıdemli diplomatların ani bir kararla görevden alınması, Washington’ın bölge politikasında belirsizlik ve tartışmalara yol açtı. Reuters’ın “özel” ibaresiyle duyurduğu habere göre, İstanbul merkezli Suriye Bölge Platformu (SRP) adlı birimde çalışan diplomatlar görevden alındı. Bu yapı, ABD’nin Şam’daki büyükelçiliğini 2012’de kapatmasından sonra fiilen “elçilik” fonksiyonunu üstleniyordu.

Barrack ile Yeni Politika Arayışı

Görevden almaların perde arkasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın yakın dostu ve danışmanı olan Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın izlediği yeni yol haritasının olduğu değerlendiriliyor. Barrack’ın Mayıs ayında göreve başlamasıyla birlikte Washington, üniter devlet anlayışına dayalı bir Suriye modeline yönelmiş durumda. Bu çerçevede ABD, yıllardır desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) özerk yapısını sonlandırarak, onları Ahmed Şara liderliğindeki merkezi yönetimin güvenlik güçlerine entegre etmeyi hedefliyor.

Barrack, Mart ayında SDG’ye yaptığı çağrıda, kontrol ettikleri bölgeleri devlete teslim etmelerini ve hızla ulusal güvenlik güçlerine katılmalarını istemişti. Ancak SDG bu talebe direniyor. İç savaşta kazandığı özerklik, örgütün en kritik kazanımı olarak görülüyor ve bu nedenle merkezi otoritenin yeniden güçlenmesini istemiyor.

Ani Görevden Almaların Gölgesinde Belirsizlik

Reuters’a konuşan diplomatik kaynaklar, görevden almaların birkaç kişiyi kapsadığını ve kararın çok ani şekilde uygulandığını aktardı. ABD Dışişleri yetkilileri ise “idari yeniden yapılanma” gerekçesiyle detay vermekten kaçındı. Diplomatik kulislerde ise bu gelişmenin, Barrack’ın yaklaşımı ile bazı ABD’li diplomatların bakış açısı arasındaki görüş ayrılıklarının sonucu olduğu konuşuluyor.

Bir Batılı diplomat, kararın özellikle SDG’nin rolü konusundaki farklı yaklaşımlardan kaynaklandığını öne sürse de, resmi bir açıklama yapılmadı. ABD Dışişleri, sürece dair tüm soruları yanıtsız bıraktı.

Türkiye, SDG ve Bölgesel Denge

Bu süreç Türkiye açısından da kritik. Ankara, yıllardır SDG’nin Suriye’nin kuzeyinde güçlenmesine karşı çıkıyor. Eğer Barrack’ın planı hayata geçerse, SDG’nin özerklik iddialarının törpülenmesi Türkiye’nin beklentilerine kısmen uyum sağlayabilir. Ancak örgütün direnç göstermesi, bölgede yeni çatışma dalgalarını tetikleyebilir.

Barrack’ın son olarak Şam’da Dürzi azınlık ile merkezi hükümet arasındaki krize aracılık etmesi, ABD’nin yalnızca Kürt dosyasıyla değil, ülkenin tüm etnik ve dini gruplarıyla yeni bir düzen inşa etme çabasında olduğunun göstergesi.

Analiz: Washington’un Yeni Hesabı

ABD’nin Suriye stratejisinde yaşanan bu kırılma, hem bölgesel güç dengeleri hem de Washington’un Ortadoğu’daki uzun vadeli çıkarları açısından kritik önemde. Eğer ABD, SDG’nin özerkliğini sonlandırarak Şara yönetimini güçlendirirse, Esad sonrası dönemde daha merkeziyetçi bir Suriye ortaya çıkabilir. Bu da Rusya ve İran’ın Şam üzerindeki etkisini kısmen sınırlayabilir.

Ancak aksi yönde gelişmeler de olası. SDG’nin direnmesi ya da Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimlerin tırmanması, ABD’nin planını baltalayabilir. Bu durumda Washington, bölgede hem müttefikleriyle hem de sahadaki güçlerle ciddi bir çatışma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Kısacası, birkaç diplomatın görevden alınması, yüzeyde idari bir değişiklik gibi görünse de, aslında ABD’nin Suriye’de yeni bir stratejik yönelim denemesinin habercisi olarak okunmalı.