ABD Başkanı Donald Trump, Katar’ın güvenliğini garanti altına alan kritik bir başkanlık kararnamesine imza attı. Karar, geçen ay İsrail’in Doha’da gerçekleştirdiği saldırının ardından geldi ve Washington’un Körfez’deki dengeye verdiği önemin altını çizdi.
İsrail Saldırısı Sonrası Kriz
İsrail yetkilileri, söz konusu saldırının hedefinde Hamas’ın üst düzey yöneticileri olduğunu açıklamıştı. Ancak Hamas liderliği saldırıdan yara almadan kurtulurken, örgütün bazı üyeleri ve bir Katar güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Olay, sadece Katar’da değil, bölgesel diplomaside de büyük yankı uyandırdı.
Netanyahu’dan Özür, Doha’dan Temkinli Yaklaşım
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırıda yaşamını yitiren Katar vatandaşının ailesi ve hükümetten özür diledi. Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman bin Casim Al Sani, özrü Trump ile Netanyahu’nun Beyaz Saray’daki görüşmesi sırasında kabul etti. Bu gelişme, İsrail-Katar hattında kırılgan bir yumuşama sinyali verse de Doha yönetimi temkinli tavrını korudu.
Washington’dan Katar’a “Açık Taahhüt”
Trump’ın yayımladığı kararnamede, Katar’ın ABD için yalnızca enerji zengini bir ortak değil, aynı zamanda bölgesel çatışmalarda kritik bir arabulucu olduğuna dikkat çekildi. ABD Başkanı, Katar’ı “barış, istikrar ve refah yolunda güvenilir bir müttefik” olarak tanımladı.
Kararnamede şu ifadeler öne çıktı:
“Bu tarihsel dönemde ve Katar’a yönelik süregelen tehditler ışığında, ABD politikası Katar Devleti’nin güvenliği ve toprak bütünlüğünü dış saldırılara karşı garanti altına almaktır.”
Körfez Dengeleri Yeniden Mi Şekilleniyor?
Bu adım, Washington’un Katar’a yönelik açık bir güvenlik garantisi vermesi bakımından tarihi nitelik taşıyor. Katar uzun süredir ABD’nin bölgedeki en büyük askeri üslerinden birine ev sahipliği yapıyor. Ancak Trump’ın kararnamesi, Doha’nın doğrudan ABD şemsiyesi altına alınması anlamına geliyor.
Bölge uzmanlarına göre bu gelişme, hem İran hem de İsrail için yeni stratejik hesaplar doğurabilir. Özellikle Körfez’de kırılgan ittifakların yeniden şekillendiği bir dönemde, ABD-Katar ekseninin güçlenmesi, bölgesel diplomaside yeni bir sayfa açabilir.